Monday, August 12, 2013

Hazlar ve Günler


Marcel Proust 

hazlar ve gunler 1Rüzgarda sallanan bir saza yaslanmayın, güvenmeyin; çünkü ten otlar gibidir; ihtişamı kır çiçekleri gibi solar gider.

Aşk acısını tatmak, aşkla tanışmanın tek yoludur.

İnsan, ruhunun derinliklerindeki eğilimler doğrultusunda sevdiği şeyleri yaparsa mutluluğu bulabilir ancak.

Bazı esprili, şefkatli, doğal bir seçkinliğe sahip; ama alenen hiçbir ahlaksızlıkta bulunmasalar ve tek bir ahlaksızlıklarından söz edilemese bile her türlü ahlaksızlığa yatkın insanlarla hayat tuhaf şekilde kolay ve hoştur. Esnek, esrarengiz bir yanları vardır. Ayrıca sapıklıkları, gece bahçelerde gezinmek gibi, en masum eylemlerine bile bir çeşni katar.

Kadınlar güzelliği anlamadan gerçekleştirirler.

Charles Baudelaire: Muğlaklığı yoğunluğunu azaltmayan duygular vardır ve sonsuzluğun ucu kadar keskin bir nokta yoktur.

Aşırılık kendi başına zengin bir mizacın kanıtıdır.

Duyuların arzuları bizi şuraya buraya sürükler; ama sonra ne kalır elimizde? Vicdan azabıyla zihinsel israf. Neşe içinde çıkar, çoğu kez üzgün döneriz, gecenin hazları sabahı kedere boğar. Aynı şekilde duyuların mutluluğu da önce hoşa gider; ama sonunda incitir ve öldürür.

"sahte neşede aradığımız unutuşta

sarhoşlukların arasından bütün bakirliğiyle sızar

leylakların hüzünlü, tatlı rayihası"
(Henri de Regnier)

Bacağı kesilmiş bir adam hayatı boyunca eksik uzvunda bir ağrı hisseder.

Umut bir inanç eylemidir.

Emerson: Şairin hayat tarzı en sıradan şeylerden etkilenip mutlu olmasını sağlayacak kadar basit olmalıdır; neşesi bir güneş ışınından kaynaklanabilmeli, hava ona ilham vermeye, su onu sarhoş etmeye yetmelidir.

Bugünün paradoksları yarının önyargılarıdır.

Kimi hatıralarımız vardır ki hafızamızın Hollanda resim sanatına benzer; bu tür resimlerinde figürler genellikle yoksul kesimden kişilerdir; hayatlarının basit bir anında yakalanmışlardır; önemli bir olay yoktur, bazen hiçbir olay yoktur, dekor olağanüstü ve görkemli unsurlardan yoksundur. Tablonun hoşluğu kişilerin doğallığından, sahnenin masumiyetinden kaynaklanır; mesafenin resimle aramıza soktuğu yumuşak ışık onu güzellikle sarmalar.

İnsan asla yalnız kalmamalı; yalnızlık hüzün üretir.

Michelet: Ölümün değdiği kişileri güzelleştirdiği ve meziyetlerini abarttığı söylenir; oysa genelde hayat onlara haksızlık etmiştir daha ziyade. Sofu ve kusursuz tanık ölüm, doğruluğun ve merhametin ışığında her insanda kötülükten çok iyilik olduğunu öğretir bize.

Seven kişi için yokluk varlıkların en kesin, en etkili, en canlı, en sağlam, en sadık olanı değil midir?


No comments:

Post a Comment