Wednesday, November 6, 2013

Penceremden #29



penceremden 29 1


-Pencere açılsın.


-Bu kısımda sürekli bahsettiğim olguya ulaşmaya pek yakın olmamakla birlikte, hala daha inanıyorum. Bir ihtimal var. Yine de inanmak en önemlisi.


-Hafiften isyan, daimi umut. Sevimli mi sinir bozucu mu bilemezsin. http://www.youtube.com/watch?v=2lxLmdyDIek


-Beni tanıyanlar bilecektir ki festival gibi ortamları sevmem. Bunu daha önce de dile getirmiştim. Bir de çok kıskancım. Belki de buraya bağlanabilir. Sevdiğim grupları es geçmemeye çalışarak konserlere gitmeyi severim. Yanımda sevgilim varsa -mevcutsa, bulunuyorsa, olmuş olduysa- festivallere giderim. Ya da ortamın çok güzel olacağından emin olarak da gidebilirim. İkinci seçeneğe uyarak Farük biraderimin gazıyla, yıllardır eleştirdiğim Rock N Coke ortamına girmiş bulundum. Eleştirdiğim kısımların hepsini görmekle birlikte, bunları sohbete meze olarak kullanmayı seçmek eğlenceliydi. İnanılmaz keyifli bir cumartesi yaşadık. Duman isimli grup sanatını öttürürken biz festivalin en verimli dönemlerini yaşadık. Japon Kale ve Nike Basketbol platformunda ortalığını tozunu attırdıktan sonra her şey daha keyifli oldu. Günlük yazmıyorum lan ben. Daha fazlasını beklemeyin ama sistemin bozulduğu bir saatlik arada bedava içecek ve yiyecek kısmında yaptığımız fakirlik veya varoşluk muhteşemdi. Verdiğim bilet parasının üç katı kadar bir ücreti bedavaya öğüttüğüm şeylerle elde ettim. Etrafta da bir sürü meme vardı. Bence yaşamak bu değil ya.


-''Kendi başımıza keşfettiğimize inandığımız şeylerin güvenilirliği yanlışlık derecesinde fazladır.'' / ''Unutkanlık ilgisizliğe bağlıdır'' / ''Olduğum kişi için hiçbir zaman özür dilemedim. Bundan sonra da dilemeyeceğim.'' 


-Yukarıdaki alıntılar John Verdon isimli arkadaşın kitabından. Gözlerini Sımsıkı Kapat. Popüler kitapları okumayı sevmiyorum fakat bu adam iyi. Olasılıksız'ı da sevmişliğim vardır mesela. Bu serinin ilk kitabı Aklından Bir Sayı Tut'u kitap fuarında almıştım. Sevmesen de ilgisiz kalamıyorsun. Hoşuma gitmişti ama popüler kitap zımbırtısına takılı kalmamak adına ikinci kitabını okumadım. Bizim kardeş Ceren geçen doğum günümde ilkini okuduğumu görünce almış. Beklete beklete yeni başlayabildiğim kitaptan gayet memnunum. Ön yargılar genel olarak güzeldir ama kırın gitsin. Kitap gayet iyi. Bu aralar çok fazla okuyorum. Çok fazla dinliyorum. Güzel şeyler bunlar.


-Bizim gibi adamların hayatında iyi bir şey olduğunda hemen oradan kaçarız. Telefonla konuşuyorsak kapatmak isteriz. Yüzyüzeysek sonra görüşürüz. Ya da her neyse. Herhalde, az olduğundan. Öylece kalsın diye. Bilemedim.


-Travis'i ne kadar çok sevdiğimi bilirsiniz. Yeni albümleri fena değil. Belki de iyi. Bence iyi ya. Sıralama yapmakta güçlük çektim ama şöyle bir şey çıkartabildim. 1- http://bit.ly/1a1n3yK  2- http://bit.ly/18SS9HG  3- http://bit.ly/19cWllK  4- http://bit.ly/14e6Reu  5- http://bit.ly/16Jy8lN . Plaseler: 1-http://bit.ly/17w4EeU  2- http://bit.ly/11Um6Ds  . İki ay sonra en iyiler bunlar olabilir. Onu da bilemedim.


-Hala daha okulun bittiğini -resmi olmasa da- idrak edebilmiş değilim. Ustalaşmam gereken programlara sonunda odaklanmaya başladım. Belirli bir seviyedeki İngilizce'yi yeterli seviyeye getirmek için gereken adımları atmak konusunda şüphem hala daha devam ediyor. Öyle gözüküyor ki iş hayatına girmek için biraz daha vaktim var fakat yurt dışı olayı hala daha tam bir muamma. Bilemiyorum Altan. Her paragrafın sonunu bilemiyorum ile bitirdiğimin farkında olmaktan mutluyum ama.


-Akıllı telefon güzel şeymiş. Benim gibi teknoloji sevdalısı bir adamın akıllı telefona geçişi biraz da geleneksellik damarlarıma dayanıyor olabilir. Klavyeden, dokumatik -ya da dokunmatik- ekrana geçişimin sancılı olacağını biliyordum. Oldu da. Bir de ilk hafta 500mb internet paketimi bitirmenin verdiği hüzün geçmedi. En büyük sorun ise; uzun mesaj yazamıyorum. Uzun mesaj yazamayan Eren'in, memesi olmayan kadından pek bir farkı yoktur. Bu büyük bir sorun.

-Yine, yeniden söylemek isterim ki: ''Sen kendinde ol yeter.'' Mükemmel değilim. Bunu anladığımda beni çok vurmuştu ama kabul etmek de beni daha iyi yaptı. Hatanın sınırından çok döndüm. Kendisini de yaptım. Yine de bir şekilde olduğum yerde durmaya çalıştım. Kızılacak şeyler de yapmışımdır ama böyle daha iyi. Olmadığım kişi gibi davranmaktansa kendi istediğin şartlarda, sadece elinde olabileceklerle kalman daha iyi. Başarabileceğim bazı şeyler var. Sen adına yalnızlık diyebilirsin, ben bir şey demem.

-Penceremden benim için bir kaçamak. İçi dolu olmayan şeyleri okumaya değer bulmam. Benim burada yaptığım şeyin diğer kadın bloglarından farkı olmalı diye düşünürüm. O yüzden de sık yazmam. Çok da yorum yapmam. ''Canım çok cicisin'' tadındaki yorumların benim için bir önemi yok. Yaşadıklarımı değil yaşadıklarımdan çıkanları yazarım. Penceremden ise tam olarak yaşadıklarım. Kendimle çelişmek yaptığım en güzel şeylerden biridir zaten. Bir de buraya yazmak çok kolay. Düşünmüyorsun.


-Yeter bu kadar. Biraz daha içi dolu şeyler yazana kadar, böyle kalsın.

-Canlı sahneleri acayip iyiydi. Elimdeki bedava Dominos pizza dilimleri ve suflelerle bir ilgisi var mıydı bilmiyorum ama http://www.youtube.com/watch?v=VQH8ZTgna3Q

-Pencere kapansın

-Saygı benden.





No comments:

Post a Comment